Bir bebek dünyaya geldiğinde, bu genç aileler için dönüm noktasıdır. Doğum sürecinin nasıl işlediğini, ebeveynlerin sorunsuz bir doğumu nasıl destekleyebileceklerini ve hamile kadınların endişelerini nasıl hafifletebileceklerini anlatıyoruz. Anne ve bebek, vücut hareketleri, kaslar ve hormonlar arasındaki hassas ilişkiyi çok iyi anlar. Her şeyden önce, kadınlara kendi içgüdülerine güvenmeleri öğütlenir. Doğa, bu süreç için onları mükemmel şekilde hazırlamıştır.
Doğal Doğum Nedir?
Genellikle ‘doğal doğum’ olarak adlandırdığımız süreç, aslında uzmanlar tarafından ‘vajinal’ veya ‘spontan’ doğum olarak daha doğru bir şekilde ifade edilir. Bu, bebeğin annenin doğum kanalından, sezaryen veya diğer cerrahi yöntemlere başvurulmadan dünyaya geldiği durumu tanımlar. Doğal doğum yapan anneler, genellikle hızla iyileşirler; doğumdan kaynaklanan yaralar çabucak iyileşir. Ayrıca, vajinal doğum yoluyla, çocuğun bağışıklık sistemi güçlenir ve bu durum, ilerleyen dönemlerde alerji riskinin azalmasına yardımcı olur.
Normal Doğum Ne Zaman Mümkündür?
Annenin özel sağlık koşulları engel teşkil etmediği sürece, anatomik olarak normal doğum, tüm kadınlar için mümkündür. Yine de, bazen hamileliğin son aşamalarında veya doğum sırasında, sezaryen yapılmasının gerekliliği belirginleşebilir. Örneğin, kadın birden fazla bebek bekliyorsa, bebeğin anne karnında yan veya çapraz duruyorsa veya diğer bazı durumlar söz konusuysa, sezaryen önceden planlanabilir. Bu yüzden doktorlar, plasentanın ve göbek kordonunun karın içindeki konumunu ve bebeğin kafasının annenin pelvisine göre büyüklüğünü değerlendirirler. Eğer doğal doğum sırasında ilerleme durursa veya bebek yardıma ihtiyaç duyarsa, bu durumda ‘abdominal doğum’ olarak bilinen sezaryen yolu tercih edilir. Almanya’da sezaryen oranı yaklaşık %32 civarındadır, bu oran farklı bölgeler ve klinikler arasında değişiklik gösterebilir.
Sezaryen mi Yoksa “Normal” Doğum mu?
Sezaryen doğum, özellikle ileride başka bebek sahibi olmayı planlayan kadınlar için bazı tıbbi sakıncaları barındırır. Karın bölgesinden yapılan kesinin rahimde bıraktığı iz, gelecekteki hamilelikler ve doğumlar için riskler oluşturabilir. Ancak, anne ve çocuğun sağlığı her zaman en önemli önceliktir, bu yüzden acil durumlarda bu tür endişeler ikincil hale gelir. Sezaryenin, annenin çocuğuyla kurduğu psikolojik bir bağ üzerinde herhangi bir negatif etkisi olmadığı görülmektedir. Anne-çocuk arasındaki bağ, yaşam boyu sürekli bir gelişim içindedir.
Doğal doğum nasıl gerçekleşir?
Latans Fazı (Erken Açılma Fazı)
Bu evrede, anne genellikle hafif ve aralıklı kasılmaları hissetmeye başlar. Bu süreçte, rahim ağzının sadece küçük bir derecede açılması nedeniyle, doğum yapacak kadın evde kalabilir. Ancak, düzenli kasılmaların başlaması veya suyunun gelmesi (amnion zarının yırtılması) gibi durumlar ortaya çıktığında, hastaneye gitmesi önerilir.
Açılma Aşaması
Bu aşamada, kasılmalar daha düzenli bir ritme ulaşır ve rahim ağzı, bebeğin geçişi için gerekli olan yaklaşık 10 cm genişliğe kadar açılır. Doğumu yöneten ebeler, vajinal muayeneler yaparak ve CTG cihazı ile bebeğin kalp atışlarını ve doğumun ilerleyişini kaydederek, bu 12 saate kadar sürebilecek süreci takip ederler.
Taburcu Aşaması
Doğum sırasında, rahim ağzı tamamen açıldıktan sonra anne ıkınma sürecine başlar. Bu süreçte, bebek genellikle en fazla 30 dakika içinde doğar. Eğer bebek sağlıklı bir durumda ise, hemen annenin göğsüne konulur.
Doğum Sonrası Aşama
Doğumun tamamlanması, plasentanın tamamen ayrılmasıyla gerçekleşir. Bu aşamada, kadın doğum uzmanları plasentanın bütünüyle çıkıp çıkmadığını dikkatlice kontrol ederler. Ayrıca, doğum sırasında anne vücudunda oluşabilecek ve genellikle hızla iyileşebilen vajinal veya perine yırtıkları gibi yaralanmaları da tedavi ederler.