Estetik operasyonlara başvurmadan da genç ve taze bir görünüm elde etmek günümüzde artık mümkün. Minimal invaziv yaklaşımlar daha az risk taşırken, etkileyici yaşlanma karşıtı sonuçlar sağlayabilir. Estetik cerrahi alanında, istenmeyen yağ tabakalarını ya da sarkmış cildi gidermek için sürekli olarak yeni metodlar ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de kozmetik cerrahi giderek popülerleşmekte ve 32.647 gereksiz tıbbi işlem gerçekleştirilmiştir. En çok talep gören işlemler arasında üst göz kapağı düzeltilmesi, yağ aldırma ve meme büyütme bulunuyor. Ancak, minimal invaziv anti-aging işlemleri, özellikle kırışıklık ve pigmentasyon sorunları için de giderek daha çok tercih edilmekte ve sürekli yenilenen teknolojiler sayesinde etkinlikleri artmaktadır. Estetik cerrahi konusunda çekingen olanlar bile, lazer ve iğne kullanılan yaşlanma karşıtı veya “yumuşak yaşlanma” yöntemleriyle ilgileniyorlar. Hangi tedavi yöntemlerinin hangi vücut bölgeleri için en uygun olduğu, riskleri ve maliyetleri konusunda daha fazla bilgi için makalemizi inceleyin.
Lipolaser
Vücutta yağ hücrelerinin nerede ve ne miktarda toplandığı, genetik ve hormonlar gibi faktörlerle şekillenir. Sağlıklı beslenme ve yoğun egzersiz yapmalarına rağmen, bazı zayıf ve atletik bireyler de istenmeyen yağ birikimlerinin gitmediğini fark edebilir. Geleneksel liposuction’a bir alternatif olarak lipolaser tedavisi burada devreye girer: İnce lazer lifleri, hedeflenen cilt alanlarına minik kesikler aracılığıyla yerleştirilir ve 1470 nanometre dalga boyundaki lazer enerjisi fazla yağ hücrelerini sıvı hale getirir. Bu yaklaşım, özellikle çene altı, sütyen çevresi, iç bacaklar ve üst kol gibi bölgelerdeki yağ birikimleri için etkilidir. Lipolaser, vücut kontürü oluşturma ve selülit tedavisi için de bir seçenektir. Tedavi etkileri genellikle altı ila sekiz hafta içinde gözlemlenebilir.
Riskler:
Lazer tedavisinin damarları hemen mühürlemesi (koagülasyon), işlem sonrasında şişlik veya morluk oluşma riskini minimuma düşürür. Genellikle, bu tedavi yara izi bırakmaz. Ancak, son derece hassas kişilerde, lazerin uygulandığı bölgede çok küçük bir iz kalabilir. Yine de kullanılan lazer lifi oldukça ince olduğu için bu yara izi gerçekten minimaldir. Diğer yandan, tüm hastalar için ilk bir veya iki hafta içinde hafif şişlik ve morluk oluşabileceği, fakat bu belirtilerin genellikle hızlı bir şekilde geçeceği unutulmamalıdır.
AquaGold Microneedling
Microneedling, estetik cerrahi içinde yeni bir kavram değil. Bu minimal invaziv yaklaşımda, cilt yüzeyi ince iğneleri olan silindirler veya iğnelerle işlem görür. Bu küçük yaralanmalar, cildin doğal iyileşme sürecini hızlandırır, daha fazla kolajen üretilmesini teşvik eder ve cildin daha sıkı görünmesini sağlar. AquaGold Microneedling ise bu alanda bir yenilik: Bu yöntemde, standart iğneler yerine 24 ayar altınla kaplı iğneler kullanılır, bu da işlemi daha az iltihaplanmaya yol açacak şekilde daha nazik kılar. Bu tedavi, yüz, boyun, dekolte, ön kollar ve el sırtları gibi alanlar için idealdir ve kırışıklık, iz, gevşek dokular, yara izleri ve pigment sorunlarını ele alabilir. Altın iğneler, cildin deri tabakasına 600 nanometre derinliğe kadar ulaşır, bu sayede şişedeki serum cildin daha derin katmanlarına işleyerek etkisini gösterir. Genellikle, tatmin edici sonuçlar için dört tedavi seansı, iki ila üç hafta arayla yapılmalıdır.
Riskler:
AquaGold Microneedling işleminden hemen sonrası ve bir sonraki gün, işlem gören cilt alanları biraz kırmızılaşabilir. Diğer hafif yan etkiler arasında küçük bir şişlik veya kabuklanmalar da görülebilir. Ancak, bu tedaviyle ilgili ciddi bir risk söz konusu değildir ve genellikle ağrı çok azdır veya hiç yoktur.
Kore V-Lift & Kore Powerlift
Yaş ilerledikçe, yerçekimi sadece hoşa gitmeyen çizgiler ve kırışıklıklara neden olmakla kalmaz, aynı zamanda cildin elastikiyetini kaybetmesine de yol açar. Kolajen ve elastin moleküllerinin yıkılmasıyla, cilt yüz, çene ve boyun bölgelerinde gevşemeye ve sarkmaya başlar. Bu, yüzün zamanla dönüşmesi ve gençlikteki V şeklinin kaybı için tipik bir etkendir, ve genellikle klasik bir yüz germe işlemi için uygundur. Ancak, Kore V-Lift adı verilen yeni bir ipli yüz germe türü, minimal invaziv bir alternatiftir. Bu tedavide, polidioksanon (PDO) ve poli-L-laktik asit (PLLA) iplikleri cildin alt katmanlarına yerleştirilir. Bu iplikler birkaç ay içinde vücut tarafından sindirilir, fakat ciltte sıkılaşma etkisi bırakır. İpliklerin kalınlığı ve şekli farklı olduğu için sonuçlar da farklılık gösterebilir. Tedavinin etkileri genellikle dört-beş ay sonra görülür ve bir ila üç yıl arasında kalıcıdır. Eğer 24 ayar altın kaplı iplikler kullanılırsa, melazma gibi cilt renk değişiklikleri de etkili bir şekilde gizlenebilir.
Kore Powerlift, bu özel ipli yüz germe tekniğinin bir başka ileri versiyonudur. Bu metotta da polidioksanon ve poli-L-laktik asit iplikleri kullanılır, fakat Ultherapy adı verilen ultrason temelli bir anti-aging tedavi ile birleştirilir. Bu kombinasyon, daha etkileyici ve kalıcı sonuçlar elde etmeyi amaçlar.
Riskler:
Yara izi oluşumu söz konusu değildir. Fakat, ilk birkaç hafta içinde hafif morluklar ve şişlikler görülebilir. İşlem biraz ağrılı olabileceğinden, genellikle lokal anestezi ile yapılır – bu, bir diş tedavisiyle benzer bir deneyim olabilir.
Profhilo
Bu gelişmiş yaşlanma karşıtı tedavi, özellikle cildi yorgun, gevşek ve nemden yoksun olanlar için tasarlanmış bir kırışıklık enjeksiyonu çeşididir. Profhilo, yüksek ve düşük moleküler ağırlıklı hyaluronik asiti iki oturumda ultra ince iğneler kullanarak cilde enjekte eder. İşlem birkaç dakika içinde tamamlanır, neredeyse ağrısızdır ve hastaların uzun süre oturmasını gerektirmez. Botoks veya klasik hyalüronik asit dolgularının aksine, Profhilo sadece yüzün belirli bölgelerini geliştirmek yerine genel cilt görünümünü dramatik bir şekilde iyileştirir. Profhilo, yüz, boyun, dekolte, ön kollar ve el dorsumları dahil cildin yapısal kalitesini artırıyor. Cilt daha sıkı, daha iyi nemlendirilmiş ve pürüzsüz bir hale geliyor, adeta içten bir restorasyon süreci yaşanıyor. Hyaluronik asit doğal olarak vücutta bulunduğundan, tedavi genellikle düşük risk taşır ve iyi tolere edilir. Profhilo’nun etkileri, kullanılan hyaluronik asit miktarına ve hastanın cilt durumuna bağlı olarak altı aya kadar devam edebilir. İlk tedaviden hemen sonra bir canlanma etkisi fark edilebilir, ancak tam sonuçlar birkaç hafta içinde ortaya çıkar.
Riskler:
Her enjeksiyonda olduğu gibi, geçici şişlik ve morarmadır.
Dolgu
Dolgu maddeleri, hyaluronik asit gibi, estetik cerrahi uygulamalarında kırışıklıklar ve yara izleri için etkili bir çözüm olarak kabul görmüştür. Botulinum toksini de artık ağız çevresinde de tercih edilmektedir. Dolgular, meme uçları ve kulak memeleri gibi alanlarda da giderek daha sık kullanılmaktadır. Merz tarafından geliştirilen yeni ürünler, özellikle dudaklar için (Belotero Lips Shape/Conture gibi), sürekli olarak piyasaya sürülmektedir. Hyaluronik asit, vücut genelinde de uygulanabilir; el dorsumları, ön kollar ve hatta yüksek topuklardan kaynaklanan ayak ağrıları için bile.
Sizlerde bu konu hakkındaki düşüncelerinizi diğer ziyaretçilerimizle paylaşmak için yorum bölümünden yorum bırakabilirsiniz.