Bebeğin hayatının ilk birkaç ayı, yeni ortamına alışma sürecidir. Her şeyden önce, uyumak ve uyanık olmak arasındaki ritmini bulması gerekir.

Bebeğin ustalaşması gereken bir dizi görev vardır

Doğduğu günden itibaren bebeğinizin tamamlaması gereken bir dizi “görev” vardır:

  • Artık bebek, solunum, kan dolaşımı, vücut sıcaklığı ve sindirim gibi temel yaşamsal fonksiyonları kendi başına ayarlayıp dengelemeyi öğrenmelidir.
  • Uykusu ile uyanıklığı, açlığı ile tokluğu arasında düzenli bir ritim oluşturup, belirli uyku ve beslenme zamanları belirlemelidir.
  • İçsel stres ve heyecanı kontrol altına alabilme yeteneğini kazanmalıdır ki, bu sayede normal ya da stabil bir duygu durumuna dönebilir ve rahatlayabilir. İlk etapta, bu “kendi kendine sakinleşme” becerisi çoğunlukla ebeveyn desteği ile mümkün olur – ve bebekler sık sık bunu yüksek sesle ifade ederler.

Bebeğin ebeveyn desteğine ihtiyacı vardır

Bebekler genelde bazı doğuştan gelen “düzenleme taktikleri” ile dünyaya gelse de, bu büyük “adaptasyon sürecinde” bebeğiniz sizin yardımınıza ve desteğinize muhtaçtır:

  • Bebeğiniz sizinle olduğu zamanlarda gözlerini başka yere çevirirse, bu genellikle yorgun olduğunun ve biraz dinlenmeye ihtiyacı olduğunun işaretidir. Hayatının ilk birkaç ayında, bu genellikle birkaç dakika içinde meydana gelir. Yeni doğan bir bebek, örneğin, yaklaşık beş ile on dakika süren bir odaklanma periyodunun ardından hızla yorulabilir.
  • Emme işlemi, birçok bebeğin en azından kısa süre için kendini sakinleştirebildiği düzenleme yöntemlerinden bir tanesidir.

Fakat, bu adı verilen “düzenleme mekanizmaları” sadece belirli sınırlar dahilinde işe yarar. Mesela, çoğu bebek başlarda uyanıklıktan uykuya geçmekte kendi kendilerine başarılı olamazlar. “Uykuya dalma” sürecinde, genellikle ebeveynlerin yardımına ihtiyaçları vardır:

  • Sakin bir atmosfer,
  • Sakinleştirici bir yatma zamanı ritüeli,
  • Işık ve gürültü gibi dış uyaranları azaltmak.

Bazı bebekler beslenme konusunda hemen uyum sağlayamazlar; örneğin emme konusunda zorlanırlar ve bu durumda ek yardıma ihtiyaçları olur.

Bu yüzden, bebeğinizin zaman zaman huzursuzluk ve mutsuzluk hissetmesi normaldir ve başlangıçta duygularını yalnızca ağlayarak dışa vurabilir. Çoğu zaman, kendini sıkıntılı bir durumdan kurtaramaz hale gelir. Sonrasında, yeniden sakinleşebilmek için sizin fiziksel yakınlığınıza, teselli edici ve güvence veren kelimelerinize muhtaçtır; okşanmayı veya sarılmayı arzular.

Gece-gündüz ritmi

Günlük etkileşimlerinizde – besleme, sakinleştirme, uyutma, konuşma ve oyun oynama esnasında – sergilediğiniz destekleyici tutumlar neticesinde, bebeğiniz zamanla kendi davranışlarını düzenleme yeteneğini geliştirir.

Örneğin, yaklaşık üç aylıkken, çoğu bebek kendi gece ve gündüz düzenini kurmuş olur. Ancak, çocuğunuzun kendi kendine uykuya geçebilmesi veya biraz huzursuzlandıktan sonra yeniden sakinleşebilmesi biraz daha zaman alacaktır.

Özdenetim ile ilgili sorunlar

Bazı bebekler kendi uyku ve günlük ritimlerini ayarlamakta, uyumakta veya kendilerini sakinleştirmekte güçlük çekerler. Bu tür bebekler genellikle belirgin bir sebep olmadan ağlar ve sakinleştirmek zor olabilir, sık sık huzursuzluk gösterirler veya yeme problemleri yaşarlar. Bu tür sorunlar çoğunlukla birden fazla şekilde ve ard arda ortaya çıkabilir.

Bu zorluklar çoğu zaman geçicidir. Ancak, bazı ebeveynler bu durum karşısında kendilerini giderek daha çok güvensiz hissederler: Kendilerini çocukları tarafından geri çevrilmiş gibi hissedebilirler, ebeveynlik yeteneklerinden şüphe ederler ve çocuklarıyla olan bağları zayıflar. Bu durum, genellikle ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkiyi olumsuz etkileyen bir kısır döngüye yol açabilir. Sonuç itibariyle, çocuğun gelişimi ve ebeveyn-çocuk ilişkisi zarar görebilir. Uzmanlar bu tür durumları erken çocukluk dönemi düzenleme bozuklukları olarak tanımlar. Böyle durumlarla karşılaşıldığında, ebeveynlerin kendileri ve çocukları için olabildiğince erken profesyonel yardım ve danışmanlık aramaları önerilir.

  • Eğer bebeğinizin artan ağlama ve mızmızlanma halleri, uykuya dalamama, gece boyu sık uyanma ve/veya yeme problemleri sebebiyle “zor bir dönem” geçirdiğinizi düşünüyorsanız ve bu durum sizi giderek daha fazla stres altına sokup çaresiz hissettiriyorsa, çocuk doktorunuzla iletişime geçin.
  • Aynı zamanda, evinize yakın birçok bölgede halihazırda mevcut olan ağlama polikliniklerinde, bebekli ve küçük çocuklu ebeveynler için danışma merkezlerinde ve anne ve aile merkezlerinde kişisel tavsiye ve yardım bulabilirsiniz.

Cevapla

Exit mobile version