Solgun cilt, yaşınızı daha büyük gösterir, sağlık durumunuzu olumsuz etkiler ve özellikle kış mevsiminde sıkça karşılaşılan bir durumdur. Kış aylarında canlı bir cilt görünümüne sahip olmak istemeniz ve bronzlaşma yataklarını denemeye yönelmeniz gayet normaldir. Ancak, zararlı UV ışınlarının ve şezlong kullanımının olası yan etkileri hakkında yayımlanan pek çok rapor, kış döneminde bronz bir ten elde etme düşüncenizi engellemiştir.
Solaryumda sağlıklı bir bronzluk elde edilebilir mi?
Solaryumun cildinize her durumda zararlı olacağı fikri yaygın bir yanılgıdır. Aslında, kontrollü kullanımda, şezlonglar sadece dış görünüşünüzü değil, aynı zamanda genel sağlığınızı da iyileştirebilir. Eğer yeterli güneş ışığına maruz kalmazsanız ve bu nedenle vücudunuz gerekli D vitamini miktarını üretemezse, bu durum sadece soluk bir görünüme neden olmaz, aynı zamanda sağlıksız hissetmenize de yol açar. Güneş ışığı, sağlık ve iyilik hali kadar, güzellik için de hayati önem taşır. Özellikle kış aylarında güneş ışığının azalması ve soğuk hava koşulları nedeniyle kalın kıyafetler giyilmesi, cildinizin yeterince güneş ışığı alamamasına neden olabilir. Bu durumlarda, solaryum cildinizin ihtiyaç duyduğu desteği sağlayarak, hem güzelliğinize hem de sağlığınıza katkıda bulunabilir. Burada önemli olan, şezlong kullanımınızı cilt tipinize uygun şekilde ayarlamak ve bronzluk elde etme amacından ziyade sağlık yararlarına odaklanmaktır.
Şezlong sağlıksız olmak zorunda değil
Sağlıklı bir şekilde bronzlaşmanın yolları üzerine yapılan çeşitli bilimsel araştırmalar ve deneyler, zaman zaman yapılan bronzlaşmanın hem cilt hem de ruh sağlığı için faydalı olabileceğini göstermektedir. Sağlıklı bir bronzluk için, ayda iki ya da en fazla üç defa bronzlaşmak ve her seferinde şezlongda 20 dakikayı geçmemek önerilir. Açık tenli kişilerin daha nadir bronzlaşmaları ve maksimum 15 dakika şezlongda kalmaları tavsiye edilir. Solaryum seansları arasındaki süre ve her seanstaki maruz kalma süresi, sağlığınıza doğrudan etkiler yapabilir; çok sık veya aşırı uzun süreli bronzlaşma, sağlığınız için olumsuz sonuçlara yol açabilir. Ayrıca, şezlongun gücü de dikkate alınması gereken önemli bir faktördür. Turbo bronzlaştırıcılar yerine, sağlıklı ve doğal görünümlü bir bronzluk için yeterli olan daha düşük güçteki şezlongları tercih etmek, güzellik ve cilt sağlığı açısından daha iyidir.
Şezlong öncesi ve sonrası doğru bakım
Bir solaryum seansına gitmeden önce dikkat edilmesi gereken kritik bir nokta vardır: Parfüm ya da kokulu kremler kullanmaktan kaçının. Bu tür ürünler ciltte lekelere ve potansiyel sağlık problemlerine sebep olabilir. UV koruması sağlayan güneş kremleri, zararlı güneş yanıkları yerine sağlıklı bir bronzluk kazanmanızı destekler ve UV ışınlarının olumsuz etkilerine karşı korur. Ayrıca, takılarınızı çıkarmak da önemlidir; zira takılar cilt üzerinde istenmeyen beyaz lekelerin ve yanık kabarcıklarının oluşumuna neden olabilir. Bronzlaştıktan sonra, kazanılan parlak ve sağlıklı görünümü korumak için cildi yeterince nemlendirmek esastır. Güneş sonrası ürünler içeren vücut losyonları, hem plaj tatillerinde hem de solaryum seansları sonrasında cildinizi nemli tutmak için mükemmeldir.
Sonuç
Soğuk aylarda dahi, doğal görünümlü hafif bir bronzlukla güzelliğinizi öne çıkarabilirsiniz; bunun için sürekli olarak bronzlaşma yatağına gitmek zorunda değilsiniz. Bronzlaşma yataklarının kullanımı kendiliğinden zararlı değildir, ancak bunları aşırı sıklıkta kullanmak sağlık üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Sık bronzlaşmanın kanser riskini artırmasının yanı sıra, aşırı bronzluk cildin görünümünü de olumsuz etkileyebilir, solaryum kaynaklı bronzluk, eğer ölçüsüz şekilde elde edilirse, cilt kösele gibi sert ve hoş olmayan bir görünüme bürünebilir. Dolayısıyla, solaryumu makul miktarda kullanmak genellikle önerilmektedir.