Çocukların çevrelerinde algıladıkları işitsel izlenimler, özellikle yaşamın ilk birkaç yılında işitme duyularını geliştirir ve olgunlaştırır.
İşitme Yeteneğinin Hala Olgunlaşması Gerekiyor
İşitme, gebelik döneminde doğal olarak gelişir ve doğumla birlikte yenidoğanlarda tam işlevsel hale gelir. Ancak, başlangıçta bebeklerin işitme kapasitesi yetişkinlerinkinden oldukça farklıdır. Bebeklerin işitme yeteneği, yaşamın ilk üç yılı boyunca, çevresel “işitsel uyaranları” ile tetiklenerek sürekli bir gelişim gösterir. Bu “hassas dönem” olarak bilinen evrede, beyin ses bilgisini işleme, odaklanma ve anlamlandırma konusunda yoğun bir öğrenme süreci içindedir. İşitme becerisi, bu dönemden sonra da daha yavaş bir tempo ile gelişmeye devam eder ve yaklaşık beş veya altı yaşına kadar tam olarak olgunlaşmaz.
Yine de çocukların işitme algısı, ergenlerin veya yetişkinlerin duyma şeklinden farklı olmaya devam eder. Çocuklar, özellikle sesleri birbirinden ayırt etme ve ses kaynaklarının yerini tespit etme konusunda zorlanabilirler. Küçük yaşlarda, özellikle yanlardan veya arkadan gelen sesler doğru bir şekilde algılanamaz veya yanlış yorumlanabilir. Yedi veya sekiz yaşlarına gelindiğinde, çocuklar ancak o zaman tehlike algısı gibi işitsel izlenimlerini etkin bir şekilde kullanmaya başlarlar.
İyi İşitme Genel Gelişim için Önemlidir
İyi bir işitme yeteneği, çocuğun genel gelişimi açısından kritik bir rol oynar. Eğer işitme kaybı erken dönemde teşhis ve tedavi edilmezse, işitme gelişimi gereken işitsel deneyimlerin eksikliği nedeniyle durabilir. Konuşma yeteneğinin gelişimi özellikle çocuğun işitme becerisine bağlıdır; yetersiz işitme, konuşma becerilerinin kazanılmasını zorlaştırabilir. İşitme kaybı göz ardı edilip tedavi edilmediğinde, çocukların sosyal etkileşimlerde güçlük çekmeleri veya topluluk içinde fark edilmemeleri gibi ek sorunlar da ortaya çıkabilir. Ayrıca, tanı konmamış işitme problemleri, okuma ve yazma becerilerindeki zorluklarla da ilişkilendirilir.
İşitme Duyusuna Dikkat Edin
Doğuştan gelen işitme bozukluklarına ek olarak, hastalıklar, özellikle orta kulak enfeksiyonları da işitmeyi geçici veya kalıcı olarak etkileyebilir.
- Çocuğunuzun kulak ağrısı varsa, her zaman bir doktora danışmalısınız.
- Özellikle bebeklik ve erken çocukluk dönemlerinde çocuğunuzun işitme duyusunu ara sıra test etmelisiniz.
- Çocuğunuz büyüdüğünde, belirli davranışların iyi işitmiyor olabileceğini gösterip göstermediğini her zaman göz önünde bulundurmalısınız. Konuşma gelişimindeki anormalliklere ek olarak, örneğin agresif davranışlar veya diğer çocuklarla iletişim güçlükleri de işitme sorunlarından kaynaklanabilir.
- Çocuğunuzun iyi işitip işitmediği konusunda şüpheleriniz varsa, bunu bir çocuk doktoruna ve gerekirse bir uzmana danışmalısınız.
Yüksek Sesli Oyuncaklar İşitme Duyusuna Kalıcı Olarak Zarar Verebilir
Doğuştan gelen veya hastalık sonucu ortaya çıkan işitme problemlerinin yanı sıra, çevresel etkenler de işitme sağlığı üzerinde uzun vadeli etkiler yaratabilir. Özellikle oyuncak silahlar, trompetler, düdükler ve hatta ses çıkaran oyuncak kurbağalar gibi bazı oyuncaklar, işitme zararına neden olabilecek yüksek ses seviyelerine ulaşabilir. Bu durum, çocukların işitme yeteneğine geçici veya daimi zararlar verebilir. Bu riski azaltmak amacıyla, uzmanlar 14 yaş altı çocuklar için oyuncakların çıkardığı sesin sürekli olarak 80 desibel (dB) altında olması gerektiğini vurgulamaktadır.
- Çocuk odasında mümkün olduğunca yüksek sesli oyuncaklardan uzak durmaya özen gösterin.
- Eğer çocuğunuz daha büyükse, bu tip oyuncakların kullanımıyla ilişkili olası riskler hakkında onu bilgilendirmeniz faydalı olacaktır.
Eğlence Amaçlı Gürültü Nedeniyle İşitme Hasarı
Çocuklar yaşlandıkça, eğlenceli faaliyetlerden kaynaklanan gürültü, işitme sağlıklarını artan bir risk altına sokar. Bugün, tüm gençlerin ve genç yetişkinlerin tahminen yüzde 20 ila 25’ine işitme hasarı teşhisi konmuştur.
- Yüksek sesle sürekli kullanıldığında, hem kulaklıkla hem de kulaklıksız kullanılan müzik cihazları işitme zedelenmesine neden olabilir.
- Bu, diskoteklerde veya konserlerde yüksek sesle müziğe maruz kalmanın yol açtığı durumlar için de geçerlidir.
İşitme zararı geçiciyse, genellikle uygun dinlenme ile iyileşme mümkündür. Ancak, aşırı ve tekrarlayan maruziyet, kulak çınlaması ve daimi işitme kaybı gibi kronik sorunlara sebep olabilir.